TÜRKİYE GÖNÜLLÜ TEŞEKKÜLLER VAKFI, DEPREM İLİ ADIYAMAN'DA TEMASLARDA BULUNDU

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV), 13 - 15 Haziran 2023 tarihleri arasında, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep (Nurdağı, İslâhiye) ve Hatay gibi deprem bölgesi illerine yönelik temas ziyaretini başarıyla gerçekleştirdi. 


TGTV heyeti Temas programı kapsamında, 13 haziran 2023 tarihinde vakıf ve gönüllü kuruluşlardan sorumlu Adıyaman Koordinatör valisi Mehmet Ali Uzun'a ziyaret gerçekleştirldi. Görüşmede, bölgedeki son durum ve ihtiyaçlar üzerine görüş alış verişinde bulunuldu. Ayrıca gönüllü kuruluşlarımızın gündemindeki teklif ve temenniler valilerimizle paylaşıldı.

Ayrıca, üye kuruluşların teklif ve temennileri valilerle paylaşıldı. TGTV Heyeti, sahadaki üye kuruluşları ziyaret ederek yürütülen çalışmaları gözlemledi ve kuruluşlara takdirlerini iletti. 

Depremde yapılan çalışmaların yanı sıra, bugün gelinen noktada yapılması gerekenler ve öncelikler üzerinde istişarelerde bulunuldu. 

TGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Mehmet Yıldız, gerçekleştirilen hizmetler için tebriklerini ileterek kuruluşları takdir etti.  Yıldız, “TGTV üyelerinin ve tüm gönüllü kuruluşların deprem bölgesindeki faaliyetleri, toplumun ihtiyaçlarının karşılanması ve dayanışmanın sürdürülmesi adına kilit bir rol oynamaktadır. Bununu sahada net bir şekilde gördük.” Dedi. 

Yıldız, ziyaretle ilgili TGTV’nin bir rapor hazırlayarak kamuoyu ile en yakın zamanda paylaşacağını ifade etti. Yıldız, gönüllü kuruluşlarla yapılan buluşmalardan sonra TGTV heyetine iletilen talep, istek ve düşünceleri de gerek rapor, gerekse haberleştirme olarak paylaşılacağını söyledi. 

TGTV Heyeti'ne katılan isimler arasında Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Mehmet Yıldız, Yönetim ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Eyüp Akbal, Yönetim ve İcra Kurulu Üyesi Nail Çamcı, Yönetim ve İcra Kurulu Üyesi Metin Uçar ve Vakıf Müdürü Kemal Kaya yer aldı.

ADIYAMAN VALİLİĞİ ZİYARETİ

Adıyaman Koordinatör Valisi Mehmet Ali Uzun

Adıyaman Vali Yardımcısı, yapılan görüşmede en önemli sorunun uzuv kaybı yaşayanlar olduğunu belirtti. Protez taktırmak zorunda olan bireylerin karşılaştığı yüksek maliyetlerin hem sivil toplum hem de devlet tarafından ele alınması gerektiğini vurguladı. Özellikle sivil toplum kuruluşlarının protez ihtiyacına odaklanabileceğini ve Aile Bakanlığı ile birlikte bir proje geliştirilebileceğini ifade etti. 

"STK’larla İstişare içinde olmalıyız. Her zaman beraber çalışmaya, iş birliğine açığız inşallah. STK’lar çok yükümüzü aldılar."  

ADIYAMAN GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR BULUŞMASI

"Adıyaman’ın Sivil Gücü, Şehri Yeniden Kalkındıracak Güçtedir.” 

Mehmet Tekin, Hayat Vakfı'nın temsilcisi olarak konuşarak, vakfın 10 yıldır faaliyet gösterdiğini ve öğrencilere burs verdiğini belirtti. Aynı zamanda "Çocuklar Sokakta Solmasın" adlı bir projelerinin olduğunu ve sokak çocuklarıyla ilgilendiklerini ifade etti. Deprem sürecinde birçok yerin yıkıldığını ve gönüllü hizmet yapanların kullandığı mekanların da zarar gördüğünü söyledi. Ayrıca, Adıyaman'da sivil toplum kuruluşlarının güçlü olduğunu ve birçok kurumun bu konuda çalışmalar yaptığını belirtti. Mehmet Tekin'in konuşmasında, insanların deprem sonrasında binaların güvenliğini sorgulamaları gerektiğini ve erozyonun insan kaynaklı olduğunu vurguladı. Ayrıca, depremin geniş bir bölgeyi etkilediğini ve sivil toplum kuruluşlarının hızlı bir şekilde harekete geçtiğini ancak bölgeye ulaşmakta zorlandıklarını ifade etti. Toplumun deprem sonrası şekilleneceğini ve sivil toplum kuruluşlarının önemli bir rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. Hayat Vakfı olarak sağlık alanında çalışmalar yaptıklarını belirtti. Ayrıca, Adıyaman'da sivil toplumun güçlü olduğunu ve birlikte hareket edildiğinde şehrin daha güzel bir konuma gelebileceğini ifade etti.  

"Yıkık Şehirde, Yetim Çocuklar Var" 

Eren Demirtaş, Deniz Feneri Saha Sorumlusu olarak konuşarak, Deniz Feneri'nde çalışmaya başladığında bu görevin kendisi için bir duanın kabulü olduğundan bahsetti. Adıyaman'da yetim ve öksüz çocukların sayısının çok olduğunu belirtti. Bir köy ziyareti sırasında çocuklarla vakit geçirdiğini ve bir çocuğun annesini istemesinin kendisini derinden etkilediğini anlattı. Eren Demirtaş, önümüzdeki bayram öncesinde yetim çocuklara destek olunmasını ve onların ihtiyaçlarının karşılanmasını önerdi. Anne ve babaları olmayan çocukların annelik ve babalık sevgisine olan ihtiyaçlarını vurguladı ve bu çocuklara yardım etmenin daha anlamlı olacağını ifade etti.  

Adıyaman STK Platformu Başkanı: "Adıyaman’ın Valiye İhtiyacı Var." 

Adıyaman STK Platformu Başkanı Emin Çil, platform olarak yaşadıkları sıkıntıları dile getirdiğini ancak içlerindeki düşünceleri tam olarak ifade edemediklerini belirtti. Çil Adıyaman'daki yükün hep birlikte üstesinden gelinmesi gerektiğini dile getirdi. Çil, Diyanet-Sen'in toplantısında yaşadıkları deneyimden bahsederek, depremin Adıyaman'da büyük bir şiddetle gerçekleştiği halde medyada yeterince yer almadığını söyledi. Adıyaman'ın çok çile çeken ve ezilen iller arasında olduğunu belirten Çil, 6 farklı valiyle tanıştığını ancak yetkilerinin olmadığını ifade etti. Yetkisi olan bir valiye ihtiyaç duyduklarını belirten Çil, valinin kendilerine yardımcı olması halinde platform olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını belirtti. Kahramanmaraş Pazarcık'ta 2600 konut projesinin ilerlediğini ancak Adıyaman'da henüz başlayan bir projenin olmadığını aktardı. Çil, Kahramanmaraş için planların tamamlandığını ancak Adıyaman için henüz başlamadığını ifade etti.  

"Adıyaman'da Organize Sanayi ve İstihdam İhtiyacı Var."  

İlim Yayma Cemiyeti temsilcisi Sezai Yılmaz, Adıyaman'da acilen organize sanayinin güçlendirilerek istihdam kapısının açılması gerektiğini belirtti. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin eleman bulma konusunda sıkıntı yaşadığını ifade eden Yılmaz, Adıyaman'da üretim alanlarının güçlendirilmesi ve organize sanayinin canlandırılmasıyla, gençlerin, kadınların ve erkeklerin istihdam edilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Yılmaz, diğer konuların tartışılmasından önce bu konunun üzerinde durulması gerektiğini belirtti.  

"Adıyaman, Etkili Vali Bekliyor."  

Adıyaman Kent Konseyi temsilcisi Sinan Temel, Adıyaman'ın tarihsel olarak kör noktalardan biri olduğunu belirterek, deprem sürecinde de bu sorunun tekrar yaşandığını ifade etti. Depremde organlarını kaybeden insanların acil olarak tam kapsamlı fizik tedavi ve ortopedi merkezlerine ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Temel, aynı zamanda manevi, psikolojik ve ahlaki boşluğun toplumda ciddi bir tehlike oluşturduğunu dile getirdi. Adıyaman Kent Konseyi olarak Adıyaman'ın en büyük sorunlarından birinin kiralardaki fahiş fiyatlar olduğunu belirten Temel, insanların mağdur edildiği ve ev sahibi olmak için zor şartlara maruz kaldığına dikkat çekti. Ayrıca, deprem sonrası yaşanan enkaz kaldırma sürecinin tamamlanmamasının da toplumda ciddi sıkıntılara neden olduğunu ve akciğer rahatsızlıklarının arttığını ifade etti. Sinan Temel, Adıyaman'ın sorunlarına çözüm bulabilmesi için etkili bir valiye ihtiyaç duyulduğunu öte yandan, psikolojik ve manevi desteğin sembolik olmaktan çıkması gerektiğini vurguladı.  

"Adıyaman’ın İçinde Acı ve Hüzün Var."  

Hayrat Vakfı temsilcisi İlyas Buçaklı, Hayrat Vakfı olarak yoğun bir şekilde çalıştıklarını ve yemek dağıtımı gibi faaliyetlere devam ettiklerini vurguladı. Adıyaman halkının itaatkâr ve devlete bağlı bir halk olduğunu belirten Buçaklı, halkın isyan etmediğini ancak içlerinde acı ve üzüntü olduğunu söyledi. Bu nedenle Adıyaman'a pozitif bir ayrımcılık yapılması gerektiğini vurguladı. Savunma sanayinden bir fabrikanın Adıyaman'a kurulmasının önemli olduğunu ve bu tür yatırımların artması gerektiğini   belirtti. Ayrıca, deprem yıkımlarının acilen tamamlanması gerektiğini ifade eden Buçaklı Adıyaman halkının acılarının ve üzüntülerinin olduğunu belirtti. Buçaklı, doğru olanın tüm sorunları dile getirmek olduğunu sözlerine ekledi.  

ADIYAMAN DENİZ FENERİ LOJİSTİK MERKEZİ ZİYARETİ

Deniz Feneri Gönüllüsü Şüheda: İçindeki Gönüllülüğü Yeşerten İyilik Meleği" 

Gönüllülük kavramı, her insan için farklı anlamlar taşır. Kimileri için gönüllülüğe adım atmak için bir yaşantı deneyimlemek gereklidir. Kimileri için ise bu duyguda önceden vardır. Bazı insanlar da bir başkasının etkisiyle gönüllülüğe yönlendirilir. Şüheda'nın hikayesi de tam olarak böyle bir örnektir.

Şüheda, gönüllülük fikrini öncelikle amcasının sayesinde keşfetti. Bir kitapta okuduğu "Gençliğin imanını yeşertecek birileri lazım" cümlesi, onu derinden etkiledi ve başkalarının gönüllülük potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefledi. Deniz Feneri'nde gönüllü olarak çalışmaya başladığında, gönüllü sayısının yetersiz olduğunu fark etti ve çevresinde araştırmalar yaparak insanları gönüllülük faaliyetlerine dahil etmeye karar verdi. 

Kendi çevresindeki insanlara tekliflerde bulundu ve özellikle küçük yaş gruplarına odaklandı. Şüheda, gönüllülük konusunda dar bir düşünce yapısından çıkılması gerektiğini vurguluyor. İslam'ın, iyiliğin ve yardımlaşmanın evrensel değerler olduğunu ancak bu kavramların dar bir bakış açısıyla anlatıldığını düşünüyor. Deniz Feneri'ne katıldıktan sonra, insanların gönüllülüğe nasıl alıştırıldığını ve gerçek iyiliğin nasıl gerçekleştirildiğini daha iyi anladığını belirtiyor. Bu nedenle insanların bu kurumlara gelip görmeleri, içlerine girmeleri ve gönüllülüğe nasıl alıştırıldıklarını öğrenmeleri gerektiğini ifade ediyor.

Şüheda, gönüllülükte birisinin elinden tutmasını gerektirdiğini düşünüyor. Kendisi için bu eli Deniz Feneri Derneği'nin tuttuğunu söylüyor. Başlangıçta sadece gönüllü olmak istediği için Deniz Feneri'ne katılan Şüheda, zamanla buranın bir parçası olduğunu hissettiğini ve ayrılmak istemediğini keşfetti. 

Yapılan programlarla birlikte yardımlaşma faaliyetlerinin her alanında görev aldıklarını ifade ediyor. Şüheda, ailesiyle birlikte büyük bir deprem yaşadıklarını anlatıyor. Deprem gecesi yaşadıklarının asla unutmadığını belirtiyor. Evlerinin çevresindeki hasarın küçük olduğunu ancak iki sokak ötedeki enkazı bilmediklerini anlatıyor. Şiddetli yağmur altında yardım çağrıları ve çığlıklar arasında kaybolduklarını ifade ediyor. 

Bu durumda insanların nasıl hayatta kaldığını sorgulayarak kendini suçladığını aktarıyor. Şüheda, deprem sonrası insanların birbirleriyle iletişim kuramadığı, kavgaların yaşandığı bir dönemden bahsediyor. Her saat başı onlarca kişinin ölüm haberini aldıklarını ve gıda ihtiyaçlarının olduğunu belirtiyor. 

Deniz Feneri Derneği'ne başvurduklarında hemen yardım paketlerini verdiklerini ve daha önceki gönüllülük deneyimleri sayesinde hızla gönüllü olabileceğini söylediklerini ifade ediyor. Ailesine durumu anlatarak ertesi gün gönüllü çalışmalara başladığını belirtiyor.

Deniz Feneri mutfağına gittiği bir gün, bir gönüllü kişinin çocuklarıyla görüntülü konuşmasını, yemek yetiştirmek zorunda olduğu için sonlandırmak zorunda kaldığını anlatıyor. Bu durumdan dolayı üzüldüğünü ve insanların ailelerinden ayrılarak kendilerine yardım etmeye geldiğini, çocuklarıyla bile konuşmaya zamanlarının olmamasının kendisini çok etkilediğini söylüyor. O gece orada  geç saate kadar gönüllü abiye yardım ettiğini ve ailesinin de sürekli kendisini aradığını belirtiyor. 

Eve döndüğünde ailesi tarafından niye geç geldiği sorgulandığında, artık Deniz Feneri'nin bir ferdi olduğunu ve birilerinin ailesinden ve çocuğundan ayrılarak Adıyaman'a yardım etmeye geldiğini, buna karşılık kendilerinin de biraz fedakârlık yapmaları gerektiğini ailesine ifade ediyor.

Sonrasında ailesinin de Deniz Feneri'ne gönüllü olduğunu ve babasının su dağıtımında, küçük kardeşinin çocuk paketlerinin dağıtımında ve kız kardeşinin kendisine yardım ettiğini aktarıyor. 

Babasının "Kızım sen iyilik meleği misin? Dünyayı sen mi kurtaracaksın?" sözleriyle doğru bir yolda olduğunu anladığını sözlerine ekliyor. 

Şüheda'nın hikayesi, gönüllülük fikrini yeşerten ve gönüllülük faaliyetlerine katılan insanların ailelerini de dahil etme örneğiyle dikkat çekmektedir. Kendi yaşadığı deneyimlerle birlikte, toplumda gönüllülüğün yaygınlaşmasına katkı veren Şüheda'yı tebrik ediyoruz.
Derleyen: Kemal Kaya