STK Akademi’de "Kalıcı Etki İçin, Güçlü Yönetim" Öne Çıktı

30.04.025 İstanbul – TGTV’nin eğitim programı STK Akademi’de, 30 Nisan 2025 günü gerçekleştirilen seminerde “kalıcı etki” hedefiyle kurumsal yönetişim semineri yapıldı. Kurumsal yönetim uzmanı Özkan Özdemir, STK’ların yalnızca gönüllülükle değil, güçlü sistemlerle sürdürülebilir olabileceğini vurguladı. 

Program boyunca, sivil toplum kuruluşlarının karşılaştığı yönetimsel zorluklar derinlemesine ele alındı. “Yetkilerin keyfi kullanımı, sahiplenilmeyen faaliyetler, nitelikli insan kaynağını elde tutamama gibi sorunlar STK’ların sahadaki etkisini sınırlıyor” diyen Özdemir, kalıcı etki için dört temel unsura dikkat çekti: şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcı liderlik ve stratejik çeviklik. 

“Üst yönetimin sahiplenmediği hiçbir proje başarıya ulaşamaz. Güçlü yönetim, gönüllü bağlılığı kadar yönetsel sorumluluğu da gerektirir,” diyerek yöneticilere seslenen Özdemir, STK’ların değişen dünyaya uyum sağlamak için çevik yönetim reflekslerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Özdemir, “Yetki sorumlulukla birlikte yürümeli; aksi hâlde güven erozyonu başlar” diyerek uyardı. 

Sivil Toplumun Yeni Kodu: Çeviklik 

Seminerde, geleneksel uzun vadeli planlamaların artık çalışmadığı vurgulandı. Savaşlar, afetler, krizler, toplumsal çalkantılar STK’ların ajandasını altüst ettiğinin altı çizildi. Özdemir, “STK’lara “çeviklik” kabiliyeti kazandırılmalı. Planlar esnek olmalı, sahadaki değişime anında cevap verebilecek sistemler kurulmalı.” Dedi. 

“Kültür, Stratejiyi Yer” 

Kültür stratejiyi yer” sözünü hatırlatan Özdemir, planlamaların yerleşik kültürle çatışmaması gerektiğini vurguladı. Değişim süreçleri, kurumun ruhuna aykırıysa, en iyi stratejilerin bile dirençle karşılaşabileceği hatırlatıldı. 

Görünmeyen Tehlikeler : Kargaşa, Sahte Yıldızlar ve Direnç

Seminerde STK’ların görünmeyen kurumsal tehlikeler masaya yatırıldı: Yönetim süreçlerinde kargaşa, içsel endişe, direnç, hayal kırıklığı ve sahte yıldızların verimliliği tehdit edeceği konuşuldu. Özdemir, bu tuzaklara düşmemek için “odaklı ve ölçülebilir” süreçler önerdi.

 İnsan ilişkilerinde adaletin önemi de vurgulandı. STK yöneticilerinin çalışan ve gönüllülerine “adil ve değer verici” bir yaklaşım sergilemesinin STK’nın toplumla bağ kurmasında büyük etki yarattığı belirtildi. 

Veriyle Yönetmeyen, Sezgileriyle Kaybeder 

Seminerde STK'lara çevresel veri toplama ve analiz çağrısı yapıldı. Sadece içgüdüyle değil, makro ve mikro çevre analizleriyle hareket eden STK’lar sahada etkili olabildiği üzerinde duruldu. STK’ların, nabız anketleri ve güçlü soru teknikleri kullanılması önerildi. 

“Joker Elemanınız” Varsa, Kurumsallıktan Uzak Olabilirsiniz

Kurumsallaşma adına en çok dikkat çeken örneklerden biri “joker eleman” tanımı oldu. Kurumun her işini yapan bir çalışanın varlığı, sistemsizliğin ve plansızlığın işareti olarak gösterildi. 

STK’ların her faaliyetinin yazılı prosedürlere bağlanması gerektiği, süreçlerin kişilere değil, sisteme dayanması gerektiği vurgulandı. Bu sayede sürdürülebilirlik ve kalite standardı sağlanabileceği anlatıldı. 

“Nedenini bilen, nasılına katlanmalı” 

Yönetim sorunlarının sadece sonuçlarına değil, nedenlerine odaklanılması gerektiği ifade edildi. Özdemir, “Yöneticiler 'neden böyle oldu?' sorusunun cevabını bilmiyorsa, çözüm üretemez” diyerek yöneticileri zihinsel tembelliğe karşı uyardı.