Milletimiz Başkanlık Sisteminden Vazgeçmeyecektir!

30 Ocak 20221

TGTV  Genişletilmiş Üye Buluşması, video konferans ile 30.01.2021 tarihinde Kurucular Kurulu Başkanımız Sayın İsmail Kahraman Beyin değerlendirmeleriyle  yapıldı. TGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Av. Hamza Akbulut’un moderatörlüğü ile gerçekleşen buluşmada gündemi meşgul eden konular müzakere edildi.


Türkiye’nin eğitim konusuna bir maarif davası olarak değelendirilmesi gerektiği, inanca dayalı, metafiziği reddetmeyen, maneviyatı güçlendiren, iki dünyalı olduğumuz gerçeğini kabullenen, gençlerimize mesleki kazanım sağlayan ve milletimize emanete sahip çıkma şuuru kazandıracak bir eğitim sistemine ihtiyaç olduğu tespiti yapıldı.

Ülkemizde son 20 yılda Cumhuriyet döneminin en iyi işleri yapıldığı, aynı seviyenin eğitim ve bilim üretme alanların da yapılmasının beklendiği vurgulandı.
Türkiye’nin 2023 gündemine dikkat çekilerek, başkanlık sisteminin devam etmesinin elzem olduğu, gündeme getirilen güçlendirilmiş parlamento fikrinin, temeli olmadığı ve sadece başkanlık sisteminin karşısında bir alternatif olarak konumlandırılmaya çalışıldığına, buna itibar edilmeyip, milletimizin yanlış politikalara geçiş vermeyeceğine değinildi.


Başkanlık sistemi ile devletin hem darbelere karşı güçlendirilmiş olduğu, hem de önceki yıllarda yapılan darbelerin tortularından temizlendiği hatırlatılarak, ülkemizi yüzyıl boyunca darbe, ihtilaf, anlaşmazlıklar ve yönetim krizlerine sürükleyen parlamenter sisteme tekrar kurban edilmemesi gerektiği üzerinde mutabık kalındı.


Bir gazetenin Ayasofya’nın açılmış olmasını 2020’nin felaketleri(!) arasında göstermesinin bir haçlı hadisesi olduğu tespiti yapılarak, Ayasofya’nın ve onu ibadete açan Cumhurbaşkanımızın arkasında durulmasının, içimizdeki nifak hareketleri karşısında birlik ve beraberlik içinde olunmasının büyük bir sorumluluk olduğu görüşünde mutabık kalındı.


Bu ülkede 1826 yılında başlayan bir kadro çalışmasıyla devlet kademelerinde ve toplumda milletin değerlerini benimsemeyenlerin rol aldığı, bu geleneği bugün de devam ettiren kişi ve kuruluşlar bulunduğuna dikkat çekilerek, darbeler yoluyla yönetimi ele geçirip, millete rağmen iktidar olma hesaplarının hala devam ettiği ifade edildi.


Türkiye’de yanlış programlanmış siyasi bir sınıfın olduğu, eski seslere alışanların eskiye dönüşün hesabı içinde oldukları, anacak bizlerin hakikatin sesi olmaya devam etmemiz gereği vurgulandı.


Bizim bir cihan devletinin varisi olduğumuz şuuruyla hareket edip, o verasete, o varisliğe sahip çıkma, misyonumuzu ifa etme zaruretimiz olduğu vurgulandı.


Bu misyonun devamlılığı için ülkemizin gönüllü kuruluşlarına, insanımıza milli ve manevi duruş kazandırmak görevi düştüğü, bu kuruluşların güçlü olması gerektiği, yöneticilerinin özel hayatlarında dikkatli olmaları hususu gündeme getirildi.


Vakıflarımız ve derneklerimizin bağışçı ve üye sayılarını artırarak bağış ve aidat gelirlerini yükseltmeleri, böylece gönüllü kuruluşlarımızın hem mali olarak hem de üyeleriyle olan gönül bağlarını güçlendirme tavsiyesinde bulunuldu.